Komagene,Roma, Memlük,Selçuklu,Osmanlıların kullandığı tarihi bir kale şimdiki Kâhta'nın 20 km kuzeyinde Arsameia'nın hemen karşısında, Kocahisar köyünde (Eski Kâhta) bulunuyor. Kalenin kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte M.Ö 2.yy'da Hititlerden kaldığı sanılmaktadır.
İlk kuruluşu Kommagene Krallığı zamanında olan Eski Kahta Kalesi (Yeni Kale) ile arasında geçen Kahta çayının batı tarafındaki sarp kayalıklar üzerinde kurulmuştur. Daha sonra Romalılar tarafından da kullanıldığı ve şekillendirildiği bilinmektedir.
Sarp yamaçlar üzerine kurulan bu kalenin hangi teknolojik güçlerle yapıldığı insanı hayrete düşürmektedir. Daha sonraki dönemlerde ilaveler ve değişiklikler yapılmıştır.
Memlüklüler (1250-1517) zamanında büyük oranda değişiklikler yapılıp, şu anki şeklini almıştır. Kalenin şimdiki yapısı ve üstündeki yazılar Memlüklüler'e aittir. Memlüklüler Moğollara karşı koyarken bu kaleyi bir üs olarak kullanmışlardır. Kalede günümüze kadar gelen izlerin çoğu Memluklulara aittir.
Selçuklular, Osmanlılar da dahil olmak üzere burayı ele geçiren çeşitli devletler tarafından eklemeler yapılarak uzun süre kullanılmıştır; Kaleyi onaranlardan biri de Osmanlı Padişahlarından olan I.Mahmut'tur.
O tarihten bu yana Kalede hiçbir onarım çalışması yapılmamıştır. Kale kapısı Kocahisar köyü tarafındadır. İçinde su sarnıcı, mescit (kufi alınlık yazılı), toplantı salonu (tavanı dörtlü tonoz taş kemerli), zindan, mazgallar, ırmağa inen su yolu ve güvercinlik merdiveni, kapalı geçiş galerileri v.s bölümleri mevcuttur.
Kalenin doğusunda 400 m uzunluğunda bir yol kaleden çaya inmektedir. Bu yol Arsameia'ya ya bağlantı noktası olup, kuşatma sırasında kalenin su gereksinimini çaydan karşılamak için de yapılmıştır. Üzerinde kazılmış bir yazıtta Kommagene'nin başkenti olan Arsameia ve Antiochos hakkında bilgi vermektedir. Yazıtın altında, derin ve büyük bir dehliz vardır.
Eski kalede yapılan kazı sonuçları bölgede demir madenin bulunduğu göstermektedir. F.K. Dörner yönetiminde, 1963'te Winkelman'ın eski kale ayağında yaptırdığı üç deneme kazısında bir çok yıkık fırın duvarı ile cüruf kalıntılarına rastlanmış, bir de demir ocağı bulunmuştur. Bu ocağın yapılış biçiminde körükle çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bu çeşit ocakların bir demir işletme merkezi ile bağlantılı olabilecekleri öne sürülmektedir. Bir yamaçta kurmuş olan ocaklar, vadi rüzgarlarından yararlanacak biçimde düzenlenmiştir.1965'te bir kaynak ve döküm fırını ortaya çıkarılmıştır.
Kale hala eski yapısını korumakla beraber, büyük bir kısmı yıkık kalıntılar halindedir. Şu ana kadar ciddi bir jeolojik kazı çalışması kalede yapılmamış olup, yapılması halinde çok önemli tarihi bulguların ortaya çıkması tahmin edilmektedir.
Kalenin büyük bir kısmı hala ayakta olup diğer kısımlarının onarılması halinde muhteşem bir görünüme sahip olabilir ve daha çok ilgi çekebilir. Kalede çeşitli zamanlarda sinema filmleri de çekilmiştir.
Nemrut turuna çıkanlar Cendere(5 km) ve Arsameia'ya(2 km) uğrarken Kale'ye de rahatlıkla ulaşabilirler. Kaleye çıktıktan sonra bütün çevreyi görebilmek imkanına sahipsiniz, ancak kalede gezerken biraz dikkatli yürümekte fayda var
İlçemiz sınırları içerisinde bulunan, yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle Kommagene Krallığı’nın kutsal alanı olarak nitelendirilen Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’nde kültürel varlık olarak yerini almıştır
Nemrut Dağı, Anadolu’da Helenistik Dönem’e ait en görkemli kutsal kalıntıları barındırır. Yazıtlara göre I. Antiochos tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için görkemli bir anıt mezar, mezar odasının üzerine kırma taşlardan oluşan bir tümülüs ve tümülüsün üç tarafını çevreleyen kutsal alanlar inşa ettirmiştir. Doğu, Batı ve Kuzey terasları olarak adlandırılan bu alanlardan Doğu ve Batı teraslarında büyük boyutlu heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunmaktadır. Tanrıların tasvir edildiği beş heykelin arasında I. Antiochos’un heykeli de yer almaktadır.Heykel sırası bir aslan ve kartal heykeli ile başlar. Aslan yeryüzündeki gücü, tanrıların habercisi olan kartal ise göksel gücü temsil etmektedir.
Doğu Terası ise Tanrılar Galerisi, Atalar Galerisi ve Sunak’tan oluşmaktadır. Doğu teras ile batı teras heykel dizileri aynıdır. Ancak Doğu terastaki tahtlar, batı terasta ise heykel başları daha sağlamdır. Doğu ve Batı Terası’nda heykellerin tahtlarını oluşturan taş blokların arkasında Grekçe yazılmış 237 satırlık uzun bir kült yazıtı (nomos) bulunmaktadır. I. Antiochos’un vasiyetnamesi niteliğindeki yazıtta bu kutsal alan hakkında bilgiler ve kültün uygulanması ile ilgili hükümler yer almaktadır.
Tamamlanmamış stel ve kaidelerin bulunduğu Kuzey Terası ise Doğu ve Batı teraslarını birbirine bağlayan tören yoludur.
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 1987
Liste Sıra No: 448
Köprünün güneydeki girişin her iki tarafında birer adet korint düzeninde sütun bulunmaktadır. Üzerinde yer alan yazıtlardan birinin köprüyü yaptıran İmparator Septimius Severus, diğerinin ise onun karısı Julia Domna adına dikildiği anlaşılmaktadır. Kuzeydeki girişin bir tarafında bulunan sütun üzerindeki yazıt ise bu sütunun oğulları Caracalla adına dikildiğini göstermektedir. Bu sütunun karşısında köprünün yapıldığı dönemde oğulları Geta adına dikilmiş bir sütun daha olduğu bilinmektedir. Ancak Septimius Severus’tan sonra tahta geçen İmparator Caracalla (MS 211-217), kardeşi Geta’yı öldürterek Roma topraklarında Geta adına dikilen ne varsa yıktırmış, bu yıkımdan Cendere Köprüsü de nasibini almış ve kardeşi Geta adına dikilen sütun kaldırılmıştır.
Cendere Köprüsü’nün, yapımından sonra Roma Dönemi’nde değişik zamanlarda onarım gördüğü, köprünün korkuluk kısmında yer alan yazıtlardan anlaşılmaktadır.
İlçemizde yer alan Arsemia Ören Yeri, Kommagene Krallığı’nın yazlık başkenti olarak biliniyor. Yıkık olmasına rağmen, mevcut durumda olan iki tüneli ve heykelleriyle ülkemizin en güzel tarihi mekanı olma özelliği taşıyan Arsemia Ören Yeri, Eski Kahta Kalesi’nin (Yeni Kale) hemen karşısında konumlanıyor. Eski Kahta Kalesi’nin tam karşısındaki tepenin üzerine kurulmuş Arsemia, Arsames tarafından kurulmuş. Kitabelerdeki açıklamalar ise şu şekilde; "Tükenmez kaynaklardan beslenen çift memesinin ortasında Nyph Nehri’ni (Eski Kahta Çayı) barındıran bu Arsemia’yı benim atam Arsames kurdu. Bu şehir kendiliğinden iki tepeye ayrılmıştır, Arsames, coşkun bir nehrin kutsal sularını yöredeki bir uçuruma akıp gittiğini görerek, şehrin iki zirveli vücudunu iki yandan bir duvarla çevirir." Arsames, bölgenin tabiat şartlarını gözeterek, iki yakalı bir şehir oluşturmuş ve buraya Arsemia ismini vermiş. Eski Kahta Çayı ise, Kommagenililer zamanında Nymphois Çayı olarak anılıyormuş ve anlamı da bereket saçan su demekmiş. Dağlardan gelip Fırat Nehir'ne dökülen bu suyun geçtiği güzergahta, çok sayıda Kommagene yerleşim birimlerine rastlamak mümkün. Kommagene uygarlığına ait olan tüm sırlar, burada bulunan ve tercüme edilen kitabelerle ortaya çıkarılmış. Anadolu’da bulunan en büyük Grekçe yazılı kitabe de, yine bu kutsal toprakların sınırları içerisindedir. Arsemia Ören Yeri’ne ilk girişte, yol gösterici olarak isimlendirilen Apollo Mitrasin Kabartması ve onu takiben bir su sarnıcı ile karşılaşacaksınız. Sarnıcın önünde ise Kommagene ailesine ait figürler, sarnıcın güney kesimindeki sarp kaya içine oyulmuş güvercinlikler yer alıyor.
Karakuş Tümülüsü Nemrut Milli Parkında Kadınlar Anıt Mezarı olarak adlandırılan bölgede bulunmaktadır. Nemrut Dağı giriş noktası olarak belirlenen Karakuş Tümülüsü Milli Park Koruma alanı içersindedir.
Karakuş Tümülüsü, tarihi M.Ö 1.yy’a dayanan Kommagene Krallığına ait bir anıt mezardır. Güney bölümündeki sütun üzerinde Kartal, doğu tarafındaki sütünlarda Aslan ve Boğa, batı tarafındaki sütnde ise ( M.Ö 1. yy ) Kommagene Krallık ailesine ait bir anıt mezardır. Güneydeki sütun üzerinde Kartal, doğudaki sütunlar üzerinde Aslan ve Boğa, batıdaki sütun üzerinde ise Kral 2. Mithridates’in kız kardeşi Laodike ile tokalaşma kabartması vardır. Doğudaki sütun üzerinde yer alan yazıta göre, bu mezar 2. Mithridates’in annesi İsias, kızkardeşi Antiochis ve yeğeni Aka’ya aittir. Laodike’nin kabrinin üzerinde “ O tüm kadınların en güzeliydi “ yazmaktadır.
Doğu, Batı ve Güney yönlerinde dörder sütun yapılmış olmasına rağmen günümüzde sadece 4 sütun kalmıştır. Bunlardan ikisi Doğu’da, biri ise Batı’dadır. Güney’de ise Karakuş yer almaktadır.
İlçemizde bulunan Romalılar zamanın da yapıldığı öne sürülen ve daha sonra Memlukler zamanında restore edildiği için “Memluk köprüsü” olarak isimlendirilen muhteşem manzaralı köprüye verilen “Şeytan Köprüsü ” isminin resmi web sitelerinde yer alması tepkilere yol açıyor.
Turizmciler, Romalılar zamanında yapılan köprünün Selçuklular zamanında kullanıldığını ve son olarak Memluklular tarafından restore edildiği için “Memluk Köprüsü” olarak adlandırıldığını söyleyerek kimin tarafından verildiği bilinmeyen ” şeytan” isminin derhal resmi sitelerden kaldırılmasını ve Memluk Köprüsü isminin kullanılmasını istiyor. Memluk Köprüsü isminin tüm akademik belgelerde yer aldığının altı çizilerek bu ismin turizme zarar verdiği iddia edildi.
Konuya duyarlı Mahmut Arslan, ” Şeytan Bunun Neresinde” başlığı ile gönderdiği yazısında
” ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE ..?
“Atam Arsemes iki sarp kayanın memelerini bir araya getirerek korunmamaız için çok muazzam bir şehir inşa etti. Buraya NYMPHOIS ARSAMEIA’sı ismini verdi. Bende kendime yakışır bir şekilde NYMPHOIS ARSAMEİA’sını geliştirdım.” Antiochos I.Theos Arsameia’daki kaya kitabesinde bu sözlerle NYMPHOIS’i tarif ediyor.
Şimdiye kadar NYMPHOİS SUYU, NYMPHOIS KÖPRÜSÜ olarak anılan tarihi köprü İÇLER acısı bir konumda şimdi. Her gün sayısız yerlı-yabancı turistin ihtişamını seyrettiği köprüde İHMAL yetmemişki tarihi TAHRİFAT’ta yapılmış. Hemde RESMİ makamlarca. Kahta Kaymakamlık sitesinde ŞEYTAN KÖPRÜSÜ”olarak geçiyor, bu RESMİ TAHRİFAT, kademeli olarak İl ve Bakanlığada iletilmiş. Kahta’daki TARİHİ VARLIKLARIN İZOLASYONU yetmemiş, TAHRİFAT AYİBİ ile desteklenmiştir.
Kahta Kaymakamı sayın COŞKUN AÇIK, Adıyaman Valisi sayın Ramazan SODAN ve Sayın Bakanım Ertuğrul GÜNAY’a bu tarihi tahrifatın kayıtlardan çıkartılması ve bu tür AYİPLARIN önlenmesi için bunu SÜREKLİ yapmakta olan ilgili bürokratların uyarılmasını bekliyoruz.
Kahta Kaymakamlığının bu ve buna benzer tahrifatlarına kaymakamlıkça hazırlanmış broşürden çıkartılması için iki yıl önce yazdığım ‘düzeltme” yazısı anlaşılan hiç dikkate alınmamış ve NYMPHOIS köprüsü ŞEYTAN KÖPRÜSÜ olarak Bakanlığa kadar iletilmiş.
İnsanların seyrederken zevk aldığı eşsiz NYMPHOIS KÖPRÜSÜ’ manzarasının ,doğal çevre dizaynının hiç bir yerinde ŞEYTANİ bir görüntüye rastlamadım.
İlgisizliğin PERİŞANLIĞINDAN başka.
ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE……? ” diyor.